Boğaziçi Ders Rehberlik Servisi / https://www.bogaziciders.com

Perşembe, 05 Ekim 2017 23:09

Coğrafya Özel Ders Olur mu?

Perşembe, 05 Ekim 2017 23:08

Türk Dili ve Edebiyatı Özel Dersle Nasıl Anlatılır?

Perşembe, 05 Ekim 2017 23:07

Türkçe'den Özel Ders Almalı mıyım?

Özel Ders Türkçe 'nin gerekliliğini şöyle açıklayabiliriz; bizim ana dilimiz. Doğduğumuz andan itibaren bu dili duyuyor; bu dille konuşuyor, düşünüyor, rüyalar görüyoruz.

Ancak hâlâ ne tam olarak birbirimizi anlayabiliyor ne de derdimizi anlatabiliyoruz. Bu sıkıntı, Türkçe derslerine de yansıyor. İlköğretim birinci sınıftan beri hep aynı konular anlatıldığı hâlde kurum sınavlarında (SBS, YGS, LYS vb.) Türkçe sorularının tam yapılma oranı giderek düşüyor. Özel ders planlaması ile bu dersten eğitim alan öğrenciler, sınavlarda Türkçe 'den farklı olarak diğer derslerden de başarılı olmaya başlıyor. Özel ders genelde mali külfet gibi görülmekte bundan dolayı da uzak durulmaktadır.

Peki sorun nedir? Bu durumu engellemek adına neler yapılabilir?

Sorun, ana dilimiz olduğu için bu dersi çok iyi yaptığımızı ya da yapabileceğimizi düşünmemiz. Oysa hem dil bilgisi konuları kalabalık hem de anlam yönü oldukça karışık bir dildir Türkçe. Son yıllarda kurum sınavlarında gelen sorulara bakacak olursak, Türkçenin dil bilgisi konularından ziyade öğrencinin zihnini daha çok yoran anlam sorularının ağırlıkta olduğunu görmekteyiz.

Yukarıdaki açıklamadan da anlaşıldığı üzere Türkçe dersi, diğer derslere oranla daha fazla takviyeye ihtiyaç duyan bir derstir. Çünkü bir öğrenci için uzun ve karışık bir paragraf sorusunu çözmek, gerçekten zorlayıcıdır. Üstelik sınavda verilen bir dakikalık süre zarfında; paragrafı okuyup anlamak, soruda isteneni bulmak ve şıkları tarayıp doğru cevaba ulaşmak mümkün değildir.

Paragraf sorularının öğrenci üzerindeki etkisinin farkında olan ÖSYM ve MEB de, son iki yıldır Türkçede uzun paragraflardan oluşan ve anlamı karışık sorulara yönelmiştir. Bu durum hem öğrencinin vakit kaybetmesine hem de zihninin yorulmasına yol açmaktadır. İşte bu nedenle özellikle anlam sorularının çözümü konusunda öğrenci mutlaka bire bir ders almalı, bu tarz soruların çözümündeki püf noktaları işin uzmanı olman bir öğretmenden öğrenmelidir.

‘’Niçin özel eğitimi seçmem gerekiyor?’’ sorusu gelecek aklımıza ister istemez. Cevabı çok açık. Çünkü her insanın algılayışı ve yorumlayışı aynı düzeyde değildir. Ana dilimizi kullanarak konuştuğumuz insanlarla bile en sık yaşadığımız sorun ‘’anlaşılamamak’’tır. Özel dersin avantajı, bu noktada bire bir iletişime girme olanağı sağlamasıdır.

Öğretmen, anlam konusunda öğrenciyle özel çalışırken öğrencinin eksiğini tespit eder ve o noktaya göre çalışır. İhtiyaca yönelik çözümler üretir. Farazi ilerlemez. Ders daha bireyseldir. Her öğrencinin sıkıntısı bir olamaz. Genel anlatım, özellikle Türkçe derslerinde kısırlaştırıcı bir ögedir. Bir öğrenci anlam sorusunu anlayamazken bir başka öğrenci sadece dikkat sorunu çekiyor olabilir. Bir başka öğrenciyse sadece sorunun çözümüne rehberlik ihtiyacı duyabilir. Sınıf ortamında aynı anda cevap vermek, her zaman mümkün olmaz. Öğrenci için de sorusunu sorma ve anlayamadığı yeri tekrar ettirme konusunda sıkıntı çıkmaktadır.

Özel ders, yukarıda sayılan tüm bu engelleri ortadan kaldırır. Öğretmen öğrencisin ihtiyacına yönelik etkinlikler, sorular, alıştırmalar hazırlar. Onun ihtiyacına yönelik anlatım yapar. Öğrenci de kendini daha net ifade eder ve herhangi bir engelleyici unsurla karşılaşmadan sorularını sorup tekrarlar yaptırabilir.

Türkçe dersi için özellikle anlam sorularının çözümünde biz Türkçe öğretmenleri, bol bol kitap okumayı öneririz. Ancak kitap okumak, tamamen bir alışkanlıktır. Sınava hazırlık sürecinde zaten öğrenci hem vakit bulamayacak hem de psikolojik olarak bunu bir vakit kaybı olarak algılayacaktır ne yazık ki. Çünkü ülkemiz eğitim sisteminin bir gerçeğidir, kurum sınavları. Üstelik öğrenciler sadece tek bir alandan ya da en iyi oldukları alandan sınava tabi tutulmamaktadır. Ayrıca kitap okuma alışkanlığı da bir iki yılda kazanılabilecek bir alışkanlık değildir. Bu noktada daha hızlı ve pratik bir çözüm olarak karşımıza çıkar.

Perşembe, 05 Ekim 2017 23:07

Neden Özel Dersler

Özel ders; Öğrenciyi okula ve eğitim hayatına alıştırması, çocukta okula karşı olumlu tutumlar oluşmasını sağlaması bakımından ilkokul,

öğrencilerin yaşamında oldukça önemli bir yere sahiptir. İlkokul, öğrencinin temel okul kurallarını ve okuma, yazma, dört işlem gibi temel becerileri kazanmakla birlikte okula karşı da tutum geliştirdiği yerdir. İlkokulda özel ders ise öğrenciyi mümkün olduğu kadar yabancı bir ortama ve yeni bilgilere alıştırmak açısından çok önemli sayılmaktadır. İlkokul, Öğretmenin öğrenci için en önemli olduğu dönemdir. İlkokul öğretmeninin herhangi bir tavrı nedeniyle okulu, bazı dersleri sevmeyen ve ileride başarılı olamayan öğrenciler olduğu gibi öğretmeninin tavrıyla okula ve derslere bağlanan öğrenciler de mevcuttur. Birçok sebep yüzünden özel ders ilkokul öğrencilerinin tüm hayatını etkileyebilecek bir konumda bulunmaktadır.

İlkokul; okula alışma, eğitimi sevme olarak yer edindiği için çocuğun bu dönemdeki akademik başarısı da önemlidir. Çocuğun özgüveninin gelişebilmesi için ilkokul döneminin başarılı geçmesi gerekir. En basitinden arkadaşlarından daha geç okumaya başlayan bir öğrenci; kendini daha geri planda kalmış hissedecek ve çekecek, bunu fark edemeyen bir öğretmene sahipse de asla toparlanamayacaktır.

Yeni eğitim sistemi 66 ayı dolduran çocukların okula başlayabileceğini öngörüyor. Ancak bu yaşlardaki çocuklar, duygusal gelişimlerini tamamlayamadıkları için daha hassas olacaktır. Bu da derslere ve sınavlara yansıyacaktır. Küçük bir başarısızlık yaşamaları durumunda, okula karşı daha olumsuz tutumlar geliştirecek, küskünlükler yaşayıp okula gitmek istemeyeceklerdir.

İlkokulda okuyan öğrenciler, zaten genellikle okul dersleriyle ilgili yardıma ihtiyaç duymaktadır. Ancak yeni sistem bu yardımı daha da gerekli hale getirmiştir. Genellikle bu yardımlaşma sürecinde anne, baba ya da varsa büyük kardeş, kuzen vs. etkin olmaktadır. Ancak yapılan araştırmalar, ebeveynle yapılan çalışmaların yeterince amacına uygun ve verimli olmadığını ortaya çıkarmıştır. Çünkü ilk olarak yaşı küçük olan öğrenci, karşısındakine öğretmen modelini yakıştıramayacağı için onu ciddiye alıp dinlemeyecektir. İkinci olarak yoğun iş temposu nedeniyle her an anne ya da baba çocuğunun eksikleriyle ilgilenemeyecektir. Son olarak da çocuğa acıyarak ona yardım etme dürtüsüyle hareket edileceği için bu bir süre sonra yapamadığı ödevleri yapma, zorlandığı soruları çözmeye dönüşecek; zamanla öğrenciyi tembelliğe itecek ve başarısız olmasına yol açacaktır.

Zorlandığı derslerde yardım alamayan ya da rastgele biriyle çalışmaya çalışan öğrenci; hem okula, derslere ya da öğretmenine karşı olumsuz tutum geliştirecek hem de özgüvenini yitirecektir. Daha pasif ve içine kapanık birine dönüşebileceği gibi daha kavgacı, huzursuz birine de dönüşebilen öğrenci; öğrenme ortamını bozacak çeşitli davranışlarda bulunacaktır. Bu nedenle arkadaşları ve öğretmenleri tarafından dışlanma durumuyla karşı karşıya kalabilir. Tüm bunlar, henüz okula ısınmaya çalışan bir öğrencinin daha kazanılmadan yitip gitmesine sebebiyet verecektir.

Davranış sorunlarının temelinde genellikle başarısızlık yatar. Başarısız olmak son derece normal bir durumdur. Ancak bunu zamanında fark edip gereken önlemler alındığı takdirde herhangi bir sorunla karşılaşılmayacaktır. Öğrencinin tek başına halledemeyeceği durumlarda, bir uzmana danışmak yarar sağlayacaktır. Seçilen öğretmen, her şeyden önce iyi bir öğretmen olmalı, öğretmenlik mesleğine tam olarak hakim olmalıdır. Aynı zamanda çocuğun seviyesine uygun biriyle çalışılmalıdır. Örneğin ilkokul 3. sınıfa giden ve matematikte zorlanan bir öğrenci için üniversiteye hazırlık düzeyinde matematik özel dersi veren bir öğretmenle çalışmak, son derece mantıksızdır. Öğretmen seviyeye inmekte zorlanacağı gibi öğrencinin de gözü korkacaktır. Böyle bir eğitim ise yarardan çok zarara sebebiyet verecektir. Aynı şekilde üniversitede okuyan birinden alınan derste de sıkıntılar yaşanacaktır. Gelen kişi, bir öğretmen olmadığı için çocuğa nasıl yaklaşacağını bilemeyecektir. Bu nedenle bire bir eğitim almak için öğretmen seçerken çok dikkatli olunmalı, kulaktan dolma bilgilerle hareket edilmemeli, öğrencinin seviyesine uygun iyi bir öğretmen seçmeye çalışılmalıdır. Hatta bunun için evlere özel ders öğretmeni yollayan kurumlarla görüşülmeli ve oradan bir öğretmen talep edilmelidir.

Her öğrencinin her derste aynı performansı, aynı kapasiteyi göstermesi beklenemez. Bireysel farklılıkların okul ortamında dikkate alınabilmesi, özellikle kalabalık sınıflarda mümkün olmayacağı için bazı öğrencilerin özel eğitime ihtiyacı olacaktır. Özel eğitimle, eksik alanların giderilmesi ve geliştirilmesi mümkündür. Buna daha ilkokuldan başlamak, çocuğun sonraki eğitim hayatına olumlu yansıyacaktır.

Perşembe, 05 Ekim 2017 23:07

Özel Derse Başlarken

Perşembe, 05 Ekim 2017 23:03

Eyvah İşletme Okuyorum

Özel ders üniversite de olur mu? günümüz dünyasında bilgi ulaşılması gereken bir hedef olmaktan çıkmış tam aksine kullanılması gereken bir araç haline gelmiştir.

Eğitim süresi boyunca en kaliteli ve doğru eğitimi almış dahi olsanız belkide kariyerinizin başlangıcı sayılabilecek üniversite eğitiminde rakiplerinize fark atabilmek için özel ders almayı düşünmelisiniz. Üniversite eğitimi, iyi bir meslek sahibi olabilmek için neredeyse bir önkoşul niteliğindedir ülkemizde. Üniversitede verilen derslerin, ilköğretim ve lisede verilen derslerden farkı; daha akademik bir dile sahip olması ve belli bir alanda uzmanlaşma gerektirmesidir.

Üniversite eğitimi, bir alanda uzmanlaşabilmek için alınan bir akademik eğitimdir. Eğitim görülen alana dair bilimsel çalışmalar yürütülür, temel bilgiler edinilmeye çalışılır. Her üniversitenin ders geçme sistemiyse diğerlerinden farklı olacaktır. Bu nedenle bazı üniversitelerde hele de bazı bölümlerde mezuniyeti görmek, öğrenciler için hayal olabilmekte hatta sırf bu nedenle öğrenciler okulu bırakabilmekte, tekrar sınava hazırlanarak sıfırdan bir bölüme yerleşerek eğitimlerine farklı bir alanda devam edebilmektedir. Bu durum, her şeyden önce zaman, para ve emek kaybıdır.

Üniversitede okunan her bölümün ülkemiz içinde bir iş garantisinin olmayışı, öğrencileri en az üniversite giriş sınavları kadar zorlamaktadır. Yoğun bir çalışma maratonu ve zorlayıcı bir sınavdan sonra kazanılan bölümün de tatmin edici bir geleceğe sahip olması, öğrenciler için bir çeşit teselli olarak değerlendirilmektedir. Fakat sırf aynı stresi bir kez daha çekmemek nedeniyle ya da yanlış bir yönlendirme sonucu kazanılan bir bölüm, üstelik geleceği de pek parlak değilse öğrenci için zorlayıcı bir hal almakta ve kendisini daha fazla yalnız hissederek eğitimine gereken özeni vermemesine, alanıyla ilgili fırsatları değerlendirememesine neden olabilmektedir.

Üniversite mezunu bir genç için mezun olduğu okul kadar diploma notu da önemlidir. Mezuniyetten sonra gencin hayatını belirleyen bir kilometre taşına dönüşür diploma notu. Okul başarısı pek de parlak olmayan bir genç, akademik kariyer düşünmeyecektir örneğin ya da birçok arkadaşı mezun olup iş hayatına başladığı halde o hala okula devam etmek zorunda olacağından hayatının rotasını çizemeyecektir. Planlarını, hayallerini, isteklerini, beklentilerini ertelemek hatta belki de onlardan tamamıyla vazgeçmek zorunda kalacaktır. Bu durum, hayatının baharında bir genç için hayattaki ilk ve en ağır yenilgi olacağından çeşitli bunalımlara yol açabilecektir. Bu açıdan değerlendirildiğinde durumun ciddiyeti daha da net bir şekilde ortaya çıkmakta ve gencin bu süreçte çeşitli konularda yardım almasını zorunlu hale getirmektedir.

Üniversite eğitimi, hep eğitim görülen alanın akademik yönüne ağırlık verdiğinden uygulama ve pratik genellikle geri planda kalmaktadır. Bazı bölümler öğrencilere staj imkanı sağlasa da o mesleğe dair temel püf noktalar ancak mezuniyetin dördüncü beşinci senesinde tam olarak öğrenilmeye başlar. Üstelik işverenlerin özellikle o alanda en az beş yıllık deneyim araması, okurken yapılan stajların deneyim olarak sayılmaması gençlerin mezun olduktan sonra uzun süre yollarını çizmesine engel olmakta ve tatmin edici bir çalışma hayatına başlamasını engellemektedir. Oysa aranılan bir eleman haline dönüşmek gayet mümkündür üstelik bunu üniversitede geçirilen süre zarfında da başarabilir öğrenciler.

Bir öğrenci, üniversiteden mezun olur olmaz aranan bir eleman olmak ve gayet iyi bir işe başlamak istiyorsa, okulda geçirdiği süreyi en iyi şekilde değerlendirmelidir. Bunun için iyi bir akademik başarı ve alanıyla ilgili donanım şarttır. Bu nedenle önce derslerine en iyi şekilde çalışmalı, anlayamadığı veya zorlandığı yerlerle ilgili yardımlar almalıdır. Bu tarz bir yardım, öğrencinin vize ve final sınavlarına daha rahat hazırlanmasını sağlayacak, hazırlayacağı ödevlere ve sunumlara rehberlik edecektir. Ayrıca eğitim görülen alanın iş fırsatları, bu işlere girebilmek için gerekli olan ve fakülte dışından alınabilecek eğitimler hatta staj imkanları hakkında öğrencide fikir oluşmasına yardımcı olacaktır. Üstelik öğrencinin mezuniyet sonrasında oluşturacağı özgeçmişinde de önemli bir referans olarak yer alabilecektir.

Üniversiteyi kazanmak ve okumaktan çok daha önemlidir dört yıl sonra eline diplomayı aldıktan sonra neyle karşılaşacağını bilmek. Önemli olan, dört ya da beş yıl kadar süren bir eğitimin sonunda o diplomaya ulaştıktan sonra hayatını nasıl sürdüreceğine, ne istediğine ve ne yapabileceğine karar vermiş, donanımlı bir genç olabilmektir. Çünkü dört yıl, insan ömrü için oldukça değerli bir zaman dilimidir. Bu süreden sonra hala ne yapacağına karar verememek, hayatına yol vermek için hala bir şeyler beklemek sadece vakit kaybıdır. Üstelik zaman olanca hızıyla akacak, geçen süre pek az kişiye gülse de birçoğu için bir umutsuzluk ve yetersizlik hissi doğuracaktır. Bu hislerle karşılaşmamak, plansız ve rotasız kalmamak için gereken tüm önlemleri henüz üniversite sıralarındayken almak gerekmektedir.

Üniversitede okumak, ciddi anlamda bir emektir. Yoğun dersler, sınav ve sunum takvimleri, tez hazırlıkları; öğrencilerin sosyal ve kültürel faaliyetler geri plana atmasına neden olmaktadır. Hangi bölümde okursa okusun her şeyden önce genç bir insan olan üniversite öğrencileri; sinema, tiyatro, konser gibi faaliyetlere de kitap okumaya ve kendini geliştirmeye de zaman ayırabilmelidir. Ayrıca eğitimini sürdürürken alanıyla ilgili önemli kişilerden referanslar edinmeye çalışmalıdır.

Tüm bunlar düşünüldüğünde özellikle akademik anlamda zorlayıcı olan derslerden özel ders almak, öğrencinin yükünü hafifletecektir. Üstelik bu özel dersi veren kişi, başka bir üniversitede aynı alanda eğitim veren bir akademisyen ya da mesleğinde iyi bir kariyere sahip biri olacaktır. Bu kişiler; hem öğrencinin farklı bakış açıları edinmesini sağlayacak hem de konuları öğrenirken bunları meslek yaşamına nasıl aktarabileceğine, nerde ne şekilde kullanabileceğine dair ipuçları verecektir. Aynı zamanda da öğrencinin gerek akademik kariyerine gerek de iş yaşamına dair çok önemli referanslar olacaktır.

Sevgili gençler, üniversiteye girmek için ne emekler verdiğinizi, test kitaplarının üzerinde nasıl sabahladığınızı unutmayın. Elinize geçen bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirin. O hayalini kurduğunuz kapı nihayet açıldı ve dört-beş yıl gibi bir süre var önünüzde. O yerleşkedeki süreyi nasıl geçirirseniz öyle bir kariyere sahip olursunuz. O bölümü hakkıyla bitirip hayatınızı yoluna koyun. Biz öğretmenleriniz her zaman yanınızdayız ve en büyük destekçiniziz.

Perşembe, 05 Ekim 2017 23:03

Hem İngilizce Hem Matematik

Perşembe, 05 Ekim 2017 23:02

Özel Dersle Türkçe Nasıl Anlatılır?

Perşembe, 05 Ekim 2017 23:02

Özel Ders İle Paragraf Çözümü

Perşembe, 05 Ekim 2017 23:01

Neden Özel Ders Öğretmeni?

Özel ders öğretmeninde bulunması gereken özelliklerin genel başlıkları:

  • Branş alanında eksiksiz Genel kültürlü
  • Branş alanını gelişmelerini takip eden
  • Pedagojik formasyonu etkin

Özel ders öğretmenin öğrenci ide başarıyı sağlama için kesinlikle tecrübeli olmalıdır. Kendi alanı matematik, fizik ya da fen ne olursa olsun en az birkaç yıllık eğitim tecrübesi olması gerekir. öğretmenlik tecrübesi sınıf ortamındaki tecrübeden farklıdır. Özel ders gerek öğrenci evinde gerekse ofis ortamında işlensin öğrenciyi etkileyebilmenin püf noktalar vardır. Kendini geliştirmek isteyen öğretmenler, farklı öğrenci modellerini ile farklı ortamlarında çalışmış olmalıdır.

Özel ders ortamında öncelikle öğrenci kendini rahat ve güvenilir hissetmelidir. Kendini rahat hissettirebilecek ortamda öğrenci, öğretmeni ile rahat iletişim kurabilir. Çekinmeden sıkıntısını anlatabilmelidir. eğitim ortamının öğrencinin evi olması öğrencinin rahatı için büyük bir avantaj olsa da mutlak bir rahatlık söz konusu değildir. Öğretmeni iletişimi iyi sağlamalıdır. eğitim ortamı eğer etüd merkezi ise bu nokta da öğretmen öğrencisini rahatı için daha fazla gayret sarf etmelidir. Öğrencinin yabancı olduğu bir ortamda motive edilebilmesi zordur.

İyi bir öğretmende bulunması gereken özelliklerin amacı verimli ders çalışmasına hizmet etmektir.

Örgün Eğitim

Örgün eğitim, amaca göre hazırlanmış programlarla okul çatısı altında, belirli yaş grubundaki ve aynı seviyedeki bireyler için yapılan düzenli eğitimdir.

BİRE BİRDİR, öğretmenle öğrenci arasındaki uzaklığı en aza indiren öğretim şeklidir.

EN İYİ VE RİMİ SAĞLAR, Boğaziçili öğretmenler sayesinde en az zamanda daha fazla konu işlenir. Bu nedenle öğrenme verimi yüksektir. Öğretmen birçok konuyu çok kısa bir zaman zarfında bitirebilmenin kestirme yoludur.

İLGİ ODAĞI OLMANIZI SAĞLAR, Her an göz önünde bulunan öğrenci sürekli motive edilir. Bu eğitim sistemimizin en zayıf noktalarından birisine çözüm getirmektedir. İlgi alanından uzak öğrenci yeterince motive olamaz; bu da onun derslerden soğumasına ve hatta dersi sevmemesine neden olur. Eğitmenlerimiz bu soruna etkin bir şekilde çözüm getirilir.

ANINDA YARDIM SAĞLAR... Kafanıza takılan soruyu öğretmeninize her an sorabilirsiniz, yapılan yanlışlar yanı başınızdaki öğretmen tarafından hemen çözülür. Buda öğrenme zevkini ve motivasyonu arttırır. Oysa çoklu eğitimin yapıldığı okul veya dershanede bu yardımı her an alamayabilirsiniz.

AİLENİN BİLGİLENMESİNİ SAĞLAR, öğretmen ve veli arasındaki iletişimi en yüksek noktaya çıkarır. Bu şekilde velinin her hafta düzenli olarak bilgilenmesi sağlanır. Matematik, fizik, kimya, İngilizce öğretmenlerini BogaziciDers grubunda bulabilirsiniz. Boğaziçili öğretmenler ile bu soruna etkin bir şekilde çözüm getirilir. Boğaziçili öğretmenler ile matematik, fen, fizik, kimya ve ingilizce dersleri BogaziciDers.com hizmetinizde.

İlköğretim-TEOG düzeyinde Matematik, Fen ve Teknoloji ve İngilizce 

YGS-LYS düzeyinde Matematik, Fizik, Kimya ve İngilizce

İngilizce matematik, İngilizce fizik, İngilizce kimya ve İngilizce biyoloji 

Yabancı Dil düzeyinde İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça, İtalyanca ve Çince 

Üniversite öğrenimi düzeyinde Calculus, Ekonomi, Ekonometri, Bilgisayar ve İstatistik 

Talep Formu

Bizimle İletişime Geçin

Eğitim Hedeflerinize Ulaşmak İçin İlk Adımı Atın!

Başarıya giden yolda size özel bir destek mi arıyorsunuz? İster YKS, ister LGS, ister bireysel derslerle kendinizi geliştirmek isteyin; doğru yerdesiniz! Aşağıdaki formu doldurarak özel ders ve kurs talebinizi bize iletebilir, ihtiyaçlarınıza en uygun eğitim planını birlikte oluşturabiliriz. Hayallerinize bir adım daha yaklaşmak için şimdi formu doldurun, uzman ekibimiz sizinle en kısa sürede iletişime geçsin!

Sadece numara giriniz (ülke kodlarının başında + kullanmayınız)

Lütfen bir seçim yapınız

Lütfen seçim yapınız

Invalid Input

Invalid Input

Invalid Input

Invalid Input

Lütfen Seçim Yapınız

Invalid Input

Invalid Input

Invalid Input

Invalid Input

Invalid Input

Invalid Input

Invalid Input

Invalid Input

Invalid Input

Invalid Input

Invalid Input

Invalid Input

Invalid Input

Lütfen ayrıntılı şekilde şikayetinizi yazın

Invalid Input

Lütfen onay veriniz

Verdiğiniz bilgiler ışığında eğitim danışmanlarımız sizi arayacaktır. İlginizen dolayı teşekkür ederiz.

Özel ders, kurs veya online lise başvurularınız için şimdi bizimle iletişime geçin, size Türkiyenin en iyi eğitim hizmetini sunalım!

HEMEN BAŞVUR