Okullar Açılırken Neden Özel Ders?
Yine eylül ayına geldik. Milyonlarca öğrenci ve öğretmen için eylül ayının anlamı çok farklı: Okullar açılacak, yeni arkadaşlıklar, yeni konular, yeni heyecanlar, yeni stresler… Dile kolay dokuz aylık bir maraton. Bu maratonun da diğer tüm maratonlarda olduğu gibi herkese aynı geçmediği daha başından belli. Herkesin kafasındaki soru ise aynı: Ne yapılmalı?
Dershaneler, kurslar, soru bankaları, konu anlatımlı kitaplar derken milyonlarca yardımcı var öğrenciler için. Her geçen yıl da yenileri eklenmekte. Ancak bu yardımcıların hiçbiri tam anlamıyla etkili olmayı başarabilmiş değil. Ne öğrenciler tamamen başarılı olabiliyor ne de velilerin kafasındaki soru işaretleri giderilebiliyor.
Oysa çözüm oldukça basit. Sorunun kaynağını tespit etmeden kulaktan dolma bilgilerle ve birileriyle yarış halindeyken alınan kararlar, hiçbir zaman işe yaramaz. Hele de bu karar, eğitim gibi kritik bir konuda asla tek başına verilemez. Öncelikle öğrencinin niçin o konuda ya da derste istenen başarıya ulaşamadığı tespit edilmeli. Üstelik bu noktada tamamen nesnel olunmalı. Çünkü öğrencide derse karşı bir önyargı olabileceği gibi bir öğrenme güçlüğü de olabilir. Böyle bir öğrenciye test kitabı alıp ‘’Otur, çalış!’’ demek ya da öğrenciyi yaşıtlarıyla birlikte bir dershaneye yollamak ne kadar faydalı olabilir? Ne yazık ki faydalı olmak şöyle dursun daha fazla zarar verdiğini çeşitli örneklerle görmekteyiz. Yanlış yönlendirmeler, öğrencilerin kaybedilmesine neden oluyor. İyilik değil de kötülük yapmış olunuyor ne yazık ki istemeden.
Eğitim, kişiye özel bir faaliyettir. Herkesin ihtiyacı ve kapasitesi farklıdır. Öğrenme ortamında her öğrencinin ihtiyacına, zeka alanına göre öğretim yapma şartı vardır. Öğretmen adayları, henüz fakültedeyken bu konuda eğitim alırlar. Ancak ne yazık ki ülkemiz şartlarında bu uygulamalar istenen şekilde yürütülememektedir. Kalabalık sınıflar, sürekli değişen eğitim ve sınav sistemleri, seçme ve yerleştirme sınavları vs gibi unsurlar; öğretmenleri de öğrencileri de zor durumda bırakmaktadır. Üstelik yanlış politikalar nedeniyle sırf iş olsun diye öğretmen olan ve mesleğine saygı duymayan kişiler de öğrencilerin derse ve okula karşı olumsuz tutumlar geliştirmesine neden olmaktadır.
Bu noktada en başarılı ve yararlı çözümün, öğrenciyle bire bir çalışmak olduğunu örneklerle gözlemlemekteyiz. Alanında uzman bir öğretmenden özel ders alan öğrenciler, hem daha sistemli bir şekilde çalışmakta hem de dershaneye giden, konu anlatımlı kitaplarla ve soru bankalarıyla tek başına çalışan öğrencilere oranla daha başarılı ve özgüvenli olmaktadır. Çünkü her şeyden önce öğrencinin kendisini tanıyan ve eksiklerine yönelik ders anlatan hatta yapabileceği hatalara karşı onu uyarabilecek bir rehberi vardır. Bunu bilmek, öğrenci için rahatlatıcı bir unsurdur. Eğitim hayatını bir kısır döngüye dönüşmekten kurtarır. Aksi durumda ise kaygı düzeyi artan öğrenci, ister istemez bir noktadan sonra kopar. Yapabileceğine olan inancı azalır hatta bir süre sonra yapabildiklerini bile yapamamaya başlar. İlköğretimde okul birincisi olduğu halde lisede büyük bir düşüş yaşayan tüm çevresini hayretler içinde bırakan öğrenciler, işte bu gruptadır.
Her öğrenci, belli dönemlerde beli konu ve derslere karşı zorlanabilmektedir. Bu noktada velinin sakin kalması ve çocuğuna destek olması gerekmektedir. Unutmayın ki çocuğumuzdan asıl beklentimiz, hayatta ve mutlu olmasıdır. Tıp fakültesine giremese de fizikten zayıf aldığında da o hala bizim çocuğumuz olmaya devam edecektir. Seçeceği alan, her şeyden önce onu mutlu etmelidir. Hayatta başarısız olmak, kaçınılmaz bir durumdur. Önemli olan, başarısızlık durumuyla karşı karşıya kalındığında onunla nasıl baş edilebileceğini bilmektir. Böyle bir durumda yanında küçük bir destek görmesi, öğrenciyi hem hayata hem de okula bağlayacaktır. Üstelik başarıya da ulaşması kolaylaşacaktır.
Özel ders, kişiye özel eğitimin sistemli halidir. Velilere özel dersi ek bir masraf olarak görmemelerini öneriyoruz. Dershane ve kitaplardan çok daha etkili olduğunu hatta oranlandığında daha uygun rakamlarla karşılaşıldığını gözlemlemekteyiz.
Çocuğunuzla sıkı bir diyalog halinde olup onun sıkıntı yaşadığı alanları sizinle paylaşmasına izin verirseniz, o sorunu büyümeden kontrol altına alma şansına sahip olursunuz. Aradan gereken alanlarla ilgili alanında uzman bir öğretmenle iletişime geçerek çocuğunuzun o alanda daha başarılı olmasını sağlayabilirsiniz. Bu noktada kulaktan dolma bilgilerle ilerlememenizi tavsiye ederim. Bir tanıdığın ders aldığı ve memnun kalıp tavsiye ettiği bir öğretmenle çalışmak isteyeceksinizdir doğal olarak. Ancak özel eğitimden söz ediyoruz, herkesin aynı şekilde memnun kalması mümkün değildir. Çocuğunuzun neye ihtiyacı var? O öğretmen sizin çocuğunuzun ihtiyacına yönelik çalışabilecek mi? Siz aynı oranda memnun kalabilecek misiniz? Bu soruları sormalı hatta bu dönemde aracı kurumlardan biriyle görüşmelisiniz. Böylelikle daha sağlıklı kararlar verebilir ve çocuğunuzun ihtiyacına yönelik en uygun öğretmeni bulabilirsiniz. Unutmayın, özel ders adı üzerinde kişiye özel bir eğitim modelidir.
